Mahmut Durman
Köşe Yazarı
Mahmut Durman
 

“Haç İle Hilal’ İn Hak ile Hâk İle Bat’ın” Savaşında Müslümanca Tercih Yapmak

31 Mart seçimlerinin üzerinden epeyce zaman geçti. Anadolu İnsanı inandıkları ambleme/adaya mührünü bastı ve seçimini kullandı.   Peki hiç seçim yaparken hiç düşündük mü tercihimizin neye/kime yaradığını hangi amaca hizmet hizmet ettiğini. Öyle ya herkes halka hizmet niyetiyle yola çıktığını iddia ediyordu. Seçimlerden sonra kimi makam odasının kapısını söktü kimi belediye önündeki güvenlik bariyerlerini söktü kimi belediye binasına asılı bu ülkenin bayrağını söktü kimi geçmiş başkanların belediyeyi sömürdüğünden dem vurdu.   Eyvallah bunların bazıları dışında, makul anlaşılabilir şeyler. Bizim üzerinde duracağımız en önemli husus Habil- Kabil kavgasında hangi tarafta yer aldığımız.. Sadece sözümüzle değil kararlarımızla bunu uyguladığımız. Zira ibadet duadan ibaret değil harekettir aynı zamanda. İnancını hayatına nakşetmeyenin sonuca ”ah” etmeye de hakkı yoktur. Zira eylem harekete geçmenin tecellisidir.  ** Her bir seçim tercihlerimiz ister kabul edilsin ister kabul edilmesin bir şekilde ülkemizin Beka’sını yakından ilgilendiriyor. Yakın Zaman’da Bütün Müslüman ülkelerde yaşanan protestolar ve adına Arap Baharı denmesinin tesadüf olmadığını biliyoruz. Bu protestoların Batı’lın belirttiği “demokrasiyi ve halkların demokrasi protestolarını destekliyoruz...“ cümlesinin arka planında yatan düşüncenin bu ülkeler özelinde onların sömürülmesi, böl parçala yönet fikrine binen olduğunu biliyoruz. Farzı misal: Irak’ta Mevzu Saddam'ın suçsuz veyahut masum olduğu değildi, Müslümanlar anlamadı.    Aynı yöntem her bir Müslüman ülke için ayrı ayrı senaryolandı. Mısır’da Sisi, Suriye’de Esat, Libya’da Kaddafi, Yemende Husi’ler ve Suud’lar .. Hatta aynı akıl aynı hamleyi 15 Temmuz gecesi Türkiye’de denemek istedi.  Asıl Mevzu bilerek veyahut bilmeyerek kime hizmet ettiğin dedik ya seçimin Batıl’ın hamlelerine karşı ülke bekandan yana mı kullandın? Burada Feraset ile bakmak, bakıp ta görmek ve idrak etmek aslolan.  Müslüman coğrafyasında gözlerimiz önünde olan zulmün görülmemesi/görülmek istenmemesi hayret uyandıracak cinsten. Zira Aynı Müslüman aynı kuyuya iki kere düşmez düşmemeli. ** Seçiminin tercihinin neye/kime/kimlere yaradığını görebilene "basiretli" Müslüman denir.  A partisi iyiydi neden ona vermedin değil. Veyahut B partisi ve/veya lideri gitsin de kim gelirse gelsin.. Düşüncesi Müslümanca bir duruş değil aksine (istedikleri kadar inkar etsinler) geçmişten beri HAÇ ILE HİLAL’in savaşını veren ülkemizde Haç’ın tarafını tutmak. Safını onlardan yana kullanmaktır. İbrahim Peygambere su taşıyan karınca kadar basiret sahibi olmamak demektir.  İlanihaye Duamız ve temennimiz asırlardır Müslümanca yoğrulmuş bu topraklar da Müslümanlar basiretle ferasetle, nasılsa Mehdi gelip bizi kurtaracak düşüncesinden sıyrılıp seçiminin nelere yol açtığının bilincinde bir toplum olmamız. ** Burada bir kez daha vurgulamak istiyorum ki : “Bakmak bir göz hareketi, görmek bir şuur faaliyetidir. Bakışta geçicilik, görüşte seçicilik vardır. Bakan kişi anlatır, gören kişi sorgular ve yorumlar..” Peki ya siz (seçiminizi yaparken) bakar gör müsünüz ..?  
Ekleme Tarihi: 10 Mayıs 2019 - Cuma

“Haç İle Hilal’ İn Hak ile Hâk İle Bat’ın” Savaşında Müslümanca Tercih Yapmak

31 Mart seçimlerinin üzerinden epeyce zaman geçti. Anadolu İnsanı inandıkları ambleme/adaya mührünü bastı ve seçimini kullandı.

 

Peki hiç seçim yaparken hiç düşündük mü tercihimizin neye/kime yaradığını hangi amaca hizmet hizmet ettiğini. Öyle ya herkes halka hizmet niyetiyle yola çıktığını iddia ediyordu. Seçimlerden sonra kimi makam odasının kapısını söktü kimi belediye önündeki güvenlik bariyerlerini söktü kimi belediye binasına asılı bu ülkenin bayrağını söktü kimi geçmiş başkanların belediyeyi sömürdüğünden dem vurdu.

 

Eyvallah bunların bazıları dışında, makul anlaşılabilir şeyler.
Bizim üzerinde duracağımız en önemli husus Habil- Kabil kavgasında hangi tarafta yer aldığımız..
Sadece sözümüzle değil kararlarımızla bunu uyguladığımız. Zira ibadet duadan ibaret değil harekettir aynı zamanda. İnancını hayatına nakşetmeyenin sonuca ”ah” etmeye de hakkı yoktur. Zira eylem harekete geçmenin tecellisidir. 
**

Her bir seçim tercihlerimiz ister kabul edilsin ister kabul edilmesin bir şekilde ülkemizin Beka’sını yakından ilgilendiriyor.
Yakın Zaman’da Bütün Müslüman ülkelerde yaşanan protestolar ve adına Arap Baharı denmesinin tesadüf olmadığını biliyoruz. Bu protestoların Batı’lın belirttiği “demokrasiyi ve halkların demokrasi protestolarını destekliyoruz...“ cümlesinin arka planında yatan düşüncenin bu ülkeler özelinde onların sömürülmesi, böl parçala yönet fikrine binen olduğunu biliyoruz.
Farzı misal: Irak’ta Mevzu Saddam'ın suçsuz veyahut masum olduğu değildi, Müslümanlar anlamadı.

 

 Aynı yöntem her bir Müslüman ülke için ayrı ayrı senaryolandı.
Mısır’da Sisi, Suriye’de Esat, Libya’da Kaddafi, Yemende Husi’ler ve Suud’lar ..
Hatta aynı akıl aynı hamleyi 15 Temmuz gecesi Türkiye’de denemek istedi. 
Asıl Mevzu bilerek veyahut bilmeyerek kime hizmet ettiğin dedik ya seçimin Batıl’ın hamlelerine karşı ülke bekandan yana mı kullandın? Burada Feraset ile bakmak, bakıp ta görmek ve idrak etmek aslolan. 
Müslüman coğrafyasında gözlerimiz önünde olan zulmün görülmemesi/görülmek istenmemesi hayret uyandıracak cinsten. Zira Aynı Müslüman aynı kuyuya iki kere düşmez düşmemeli.
**

Seçiminin tercihinin neye/kime/kimlere yaradığını görebilene "basiretli" Müslüman denir. 
A partisi iyiydi neden ona vermedin değil. Veyahut B partisi ve/veya lideri gitsin de kim gelirse gelsin.. Düşüncesi Müslümanca bir duruş değil aksine (istedikleri kadar inkar etsinler) geçmişten beri HAÇ ILE HİLAL’in savaşını veren ülkemizde Haç’ın tarafını tutmak. Safını onlardan yana kullanmaktır. İbrahim Peygambere su taşıyan karınca kadar basiret sahibi olmamak demektir. 
İlanihaye Duamız ve temennimiz asırlardır Müslümanca yoğrulmuş bu topraklar da Müslümanlar basiretle ferasetle, nasılsa Mehdi gelip bizi kurtaracak düşüncesinden sıyrılıp seçiminin nelere yol açtığının bilincinde bir toplum olmamız.
**

Burada bir kez daha vurgulamak istiyorum ki :
“Bakmak bir göz hareketi, görmek bir şuur faaliyetidir.
Bakışta geçicilik, görüşte seçicilik vardır.
Bakan kişi anlatır, gören kişi sorgular ve yorumlar..”
Peki ya siz (seçiminizi yaparken) bakar gör müsünüz ..?

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve medyasiverek.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.